Rus işgali sırasında Bitlis, bir harabe şehir görüntüsü alır. Düşmanın çekilmesinden sonra savaş esnasında Bitlis'ten kaçan bir baba ve oğul, Bitlis'e dönmek üzere yola çıkarak şehre hakim konumdaki Dideban Dağı eteğine varırlar. Baba, şehirde canlı kalıp kalmadığını öğrenmek için oğlunu şehre gönderir. Bir süre sonra oğul geri döner ve uzaktan babasına şöyle seslenir:
"Şehirde yaşama dair hiçbir iz yok; sadece beş tane minare ayakta kalmış."
Bunu duyan baba yıkılır, diz çöker ve şöyle bir ağıt yakarak oğlunu yanına çağırır.
Bitlis'te beş minare, beri gel oğlan beri gel.
Yüreğim dolu yare, beri gel oğlan beri gel.
Bu ağıt zamanla türkü ve manilere konu olarak günümüze kadar gelir.
Bitlis' te Beş Minare
Bitlis'te Beş Minare (Beri Gel Oğlan Beri Gel),
Yüreğim Dolu Yare (Beri Gel Oğlan Beri Gel).
İsterem Yanen Gelem (Beri Gel Oğlan Beri Gel),
Cebimde Yok On Pare (Beri Gel Oğlan Beri Gel).
Tüfeğim Dolu Saçma (Beri Gel Oğlan Beri Gel),
Kaçma Vururum Kaçma (Beri Gel Oğlan Beri Gel).
Doksan Dokuz Yarem Var (Beri Gel Oğlan Beri Gel),
Bir Yare De Sen Açma (Beri Gel Oğlan Beri Gel).