Baş ağrısı tümör belirtisi olabilir
Türk halkının yaklaşık yüzde 50’si hayatlarının bir döneminde baş ağrısından şikayet ediyor. Uzmanlar ise sık tekrarlayan baş ağrısının beyin tümörlerinde görülen en önemli belirti olduğunu söyleyerek, bu ağrıların hafife alınmamasını öneriyor.
Genelde görülen baş ağrıları uyuyunca hafifleyen baş ağrılarıdır. Kafa içi basıncına bağlı baş ağrıları devamlı ve sabahları kalkınca artma özelliği gösterir. Beyninde her tümör olanda baş ağrısı görülecek diye bir kural olmadığını söyleyen Memorial Hastanesi Nöroşirurji Bölümü’nden Prof. Dr. Kadir Tahta “Ancak kişide metabolik bir neden yokken ısrar eden bulantı ve kusmaları da ciddiye almak gerekir. Çocuklarda özellikle bulantısız, fışkırır tarzda kusmalar erken tanı yönünden önem taşır.” dedi. Prof. Tahta, baş ağrısı ve beyin tümörleri ilişkisi hakkında bilgi verdi.
Beyin tümörünün belirtileri nelerdir?
Beyin tümörü kafa içinde basınç artışı yaptığı için baş ağrısı en önemli bulgularından birisidir. Her tümörde baş ağrısı olacak diye bir kural da yoktur. Günlük sabah başlayıp akşama doğru artan baş ağrılarında beyin tümöründen uzaklaştırmaktadır. Sabahları artan baş ağrısı varsa ayrıca bulantı ve kusmalar bu baş ağrısına eşlik ediyorsa basınç artışı belirtisi olup ciddiye almakta yarar vardır. Halk arasında sara nöbeti olarak bilinen epileptik nöbet yirmi yaştan sonra ortaya çıktı ise bu da önem arz etmektedir. Toplumun yüzde 50’sinde baş ağrısı bulunmaktadır. Her baş ağrısını tümör olarak değerlendirmekte uygun değildir. Baş ağrısı uzun süreli devam eden kişilerin bir kez olsun değerlendirilmelerinde yarar vardır. Beyin tümörlerinin iyi ve kötü huylu tipleri bulunmaktadır. İyi huylu olan tipleri yıllar içinde büyürler. Kötü huylu olanlar aylar hatta haftalar içinde kişinin yaşam kapasitesini geriletirler.
Beyin tümörü açısından risk taşıyanlar kimlerdir?
Çocuklar ve yaşlılar
Lösemi tedavisi gören çocuklar
Kanser tedavisi için ışın almış hastalar
Genetik anormalliği olan hastalar
Ailesinde beyin tümörü öyküsü olan hastalar.
Bazı genetik hastalığı bulunanlar.
Bazı kimyasal ajanlar ve elektromanyetik alana maruz kalanlar. Petrol ve petrol ürünleri, nükleer yakıtlar, ziraat ilaçları. Özellikle anne karnında ve bebeklikte önemlidir.
Bağışıklık sistemi bozukluğu olanlar. Organ nakli olanlar ve AIDS hastası olanlar serebral lenfoma riski altındadırlar.
Beyin tümörleri nasıl tedavi edilir?
Tanıda manyetik rezonans görüntülemenin (MR) yeri tartışmasızdır. Tümörün yeri, cinsi gibi bilgileri bize ulaştırmaktadır.
Tedavide ana kural tümörden alınan parçanın mikroskopik incelemesi ve mümkün olan maksimum seviyede boşaltılmasıdır. İyi huylu olanlardan özellikle menenjiomlarda tümörün tamamen çıkarılması sonrasında yıllar içinde yenilenmesi olup olmayacağının kontrolü yapılmalıdır. Cerrahi müdahale mikroşirürjikal yöntemle ve modern anestetikler ve anestezi ile çok düşük yüzde1 gibi mortalite ile gerçekleştirmek mümkündür. Hücrelerinde hareketlenme görülenlerde tamamlayıcı tedavi yöntemlerinden radyoterapi ve kemoterapi önemlidir.
Beyin tümörlerinin tanı ve tedavisinde hasta, ailesi ve hastanedeki ekip bir bütün olarak olaya eğildiklerinde tedavide başarı şansı yükselmektedir. Devamlılık gerektiren bir tedavi şeklidir. Nükseden tümörlerde yine aynı kararlılıkla tedavi edilmektedir. Vücudun başka yerinden özellikle akciğer, meme gibi organlardan sıçrayan metastatik tümörler ve beynin vahşi tümörü olan glioblastomada başarı şansı hala kısıtlıdır. Son aylarda beyin tümörlerine karşı kök hücre ile aşılamalarda parlak sonuçlar alındığı bilgisi sunulsa da malign tümörlerde kişiye bir iki aylık ömür ilave ettiği belirtilmektedir.