Herkesçe kabul gören ölçülerin üzerinde kilolu olmak, “şişmanlık” adını alır genel anlayışa göre... Basit manada şişmanlık, vücutta yağ birikiminin artmasıyla normal ağırlığın %15 civarında aşılmasıdır. Gövdesi aşırı yağ bağlamış kimseler için bu tabir kullanılır. Ancak, kilosu estetik açıdan belirlenen sınırların üzerinde olanlarla
normal kabul edilenlerin sağlığı arasında çok da önemli farklılıklar ortaya konamamıştır. Şişmanlık, çoğu kez bir ameliyattan, yetersiz beslenme yönteminden, beslenme değişikliğinden, ruhsal bir şok sonucunda veya gebelik hallerinin devamıyla ortaya çıkabilir. Sorun, beden kitle indeksi 30’un üzerine çıktığında başlamaktadır, ama aslında bu, zayıflama uğraşlarının getirdiği sağlık sorunlarından daha önemli değildir.
Şişmanlık, oluşumundan tedavisine kadar çok yönlü bir süreçtir, üstelik bireysel ayrıcalık gösterir.
Ortaya atılan bir formül, kendisini şişman olarak nitelendiren herkes tarafından kullanılmaya kesinlikle uygun değildir. Hızlı kilo verme çabaları aynı hızla kiloların geri alımı ile sonlanacağı gibi, geri dönüşü olmayan ciddi rahatsızlıklara da yol açabilir. Pek çok insan, kişiliğini belirleyen diğer çok önemli özellikleri unutup kendisinde belirlediği fiziksel kusurlara saplanır kalır. Bu saplantılarda en kolay dile getirilebilen unsur da kilodur. Çoğu kişi, karşısındakinin fiziksel yönden kusurlu bulduğu yanlarını ifade etmekten kaçınırken, kilosu üzerine konuşmakta bir sakınca görmez. Çünkü kilo, kurtulabilecek bir durum olarak görülmektedir. Birey kilolardan kurtulunca birden zihinlerdeki güzel tanımına oturuverecektir. Bu düşünme tarzı en travmatik etkiyi genç kızlarda göstermektedir. Unutulmamalıdır ki, şişmanlık aynı zamanda birçok kişi için bir kazanç kapısı olmaktadır. Medyada da şişmanlığın ürkütücü ve korkunç bir durum olduğu imajı işlenerek söz konusu anlayış pekiştirilmektedir. O noktada kilo ile mücadele başlar ve çeşitli yöntemler, ilaçlar, egzersizler, aletler vs. ile hem masraflı hem de yorucu bir çabaya girişilir...
Mücadeleyi en uygun şekilde yapmak ve beklenmeyen rahatsızlıklarla karşılaşmamak için bilinçli bir uygulama gerekir. Onun için de öncelikle beden kitle indeksi (BKİ) bilinmelidir. BKİ, “bedenin taşıyabileceği kilo” anl..... gelir. Yaş,cinsiyet,boy,kemik yapısı günlük hareketlilik gibi öğeler bu belirlemede önemlidir. BKİ, kilonun boyun karesine bölünmesi ile elde edilir. Örneğin, boyu 1.60, kilosu 75 olan kişinin BKİ’i 29.7’ dir. (75 /1.60x1.60)
Yetişkinlerde 30 ‘a kadar olan rakamlar normal kabul edilir. 30 üzerinde ise şişmanlıktan söz edilebilir; ancak bu bile kişinin kilo vermesinin gerekip gerekmediği konusunda verilecek karar için yeterli değildir. Fazla kiloların tümü yağdan ibaret değildir.
Yapılan araştırmalara göre, şişmanlama ile artan vücut kitlesinin %75’i yağ, 25’i yağsız doku kitlesidir. Yağ dokusu, yağın yanı sıra hücreleri, kan damarlarını ve destekleyici dokuları da içerir Bu arada adale dokusu da artan yağ dokusunu desteklemek üzere artmaktadır.
Kilo kaybı nedeniyle yağsız doku kitlesi azalacağından, bazal metabolik hız yavaşlayacaktır. Bu durumda kişi kendisi ile aynı ağırlıkta olan normal birine göre daha az gıda tüketmek zorunda kalacaktır. Hızlı zayıflamada yağsız doku kitlesindeki azalma daha fazla olmakta, %75-%25 oranı %50-%50 ‘ye ulaşabilmektedir. Bu da formun korunmasını zorlaştırmaktadır.
Uzun vadeli, kalorisi çok kısıtlı olmayan diyet ve egzersizi gerektirmektedir. İşte bu aşamada bir çıkmaza girilmektedir. Şişmanların çoğu bir an önce zayıflamak istemekte ve hızlı kilo verdiren diyet uygulamalarını yeğlemektedir. Ama, hızlı verilen kilo da yine hızla geri alındığı gibi, diyete başlanan kilonun üzerine dahi çıkılabilmektedir. Artık kısır bir döngüye girilir ve dejeneratif hastalıkların ortaya çıkışı hızlanır. Şişmanlıkta temel etkenler şu şekilde sıralanabilir: