Bazı kanser türleri ile yediğimiz yiyecekler arasında bağlantı olduğu belirlendi.
Bu sonuç, Boston’da bu hafta yapılan Amerikan Kanser Araştırmaları Derneği’nin toplantısında sunulan çeşitli araştırmalarla ortaya konulmuştur.
Yapılan bir araştırmaya göre, özellikle çocukluk döneminde soya yiyen kadınların meme kanserine yakalanma riski daha düşük olduğu belirlendi. Diğer araştırmalara göre ise, balık ağırlıklı bir diyet takip etmek erkeklerde kolorektal kanser riskini düşürüyor, ve sigara içen erkekler yüksek miktarda E vitamini almaları –örneğin fındık, tahıl ürünleri, ve yeşil lifli sebzeler – tütünle bağlantılı kanser türlerinin riski azalıyor.
Çalışmaları yürüten araştırmacılar, bu sonuçların diyetle kanser arasındaki büyük bir bağlantının kanıtı olduğunu belirtiyorlar.
Amerikan Ulusal Kanser Enstitüsü’nden Araştırmacı Dr. Larissa Korde açıklıyor: “Bu çalışma, çocukluk döneminde soya tüketimiyle meme kanseri riski arasındaki ilişkinin incelendiği ilk araştırmadır. Elde ettiğimiz sonuçlar soyanın gerçekten biyolojik etkisi olduğunu gösteriyor.”
Fred Hutchinson Kanser Araştırmaları Merkezi’nden Dr. Alan Kristal ekliyor: “Kanser hakkındaki bilgilerimiz arttıkça, diyetle olan bağlantısı da daha açık bir şekilde ortaya çıkmaktadır. Ancak aradaki bağlantı biraz karmaşık. Diyet ve kardiyovasküler hastalıklar arasındaki ilişki, diyet ve kanser arasındaki bağlantıya göre daha basit, çünkü her kanser türü için farklı risk faktörleri söz konusu.”
Yapılan diğer bir araştırmada ise Çinli, Japon, ve Filipinli kadınlar üzerinde çalışmalarda bulunuldu,Korde bu durumu şu şekilde açıklıyor: “Bu yerlerde Amerika’ya göre, değişik diyet ve yaşam tarzları daha çoktur.”
Asya’da yaşayan kişiler Amerikalılara göre daha fazla soya tüketiyorlar, ve Asya ülkelerinde meme kanseri görülme riski Amerika’dakine göre yedi defa daha düşük. Ancak, Asya’dan Amerika’ya göç eden kişilerin, üç jenerasyon sonra Amerika’daki insanlarla aynı seviyede risk taşıdıkları belirlendi.
Bilimadamları soyanın meme kanseri riskini nasıl azalttığını henüz tam olarak açıklayamıyorlar, ancak soya bileşiminin – isoflavonlar – koruyucu, östrojen benzeri etkilerinin olduğu biliniyor. Korde: “Buradaki hipotez, yaşamın erken dönemlerinde östrojen benzeri maddelerin alınmasının, ilerleyen zamanlarda meme dokusundaki karsinogenez hassasiyetini azalttığıdır.”
Amerikan Ulusal Kanser Araştırmaları Derneği’nin toplantısında başka çalışmalara da yer verildi, örneğin Harvard Toplum Sağlığı Okulu’ndaki araştırmacıların yürüttüğü çalışma. Bu çalışmada, haftada en az beş defa balık yiyen erkeklerde kolorektal kanser gelişme ihtimalinin, haftada bir defadan daha az balık yiyen erkeklere göre %40 daha az olduğu belirlendi.
Harvard Toplum Sağlığı Okulu’ndan Megan Philips açıklıyor: “Balık tüketmenin kardiyak ölümlerini önlediği biliniyordu, şimdi balık yemek için yeni bir neden daha eklendi.”
Daha önce yapılan araştırmalarda, yüksek düzeyde balık tüketiminin kadınlarda renal hücre karsinom – en yaygın böbrek kanseri türü -- riskini %44 düşürdüğü belirlenmişti.
Kolombiya Üniversitesi’ndeki araştırmacıların 280 sigara içicisi üzerinde yaptıkları araştırmalarda, kanda yüksek miktarda E vitamini bulunmasının akyuvarlardaki oksidatif zararı azalttığı tespit edilmiştir.
Washington Üniversitesi’nde Epidemiyoloji profesörü Kristal belirtiyor: "Eğer diyet ve kanserle ilgili yapılan araştırmalardan çıkan sonuçları toparlayacak olursak, obeziteye dikkat etmelisiniz, alkol gibi toksinlerden uzak durmalısınız, ve tahıl ürünleri, meyveler ve sebzelerce zengin sağlıklı bir diyet takip etmelisiniz."