Birgün büyük alimlerden olan Hasan basri hazretleri öğrencileriyle sohbet ettikten sonra bir öğrencisi kendisine yaklaşır ve şöyle der :
- Efendim dün akşam şu karşıki evde misafirdim fakat senin hakkında ileri geri konuşuyolardı.Siz böyle kötü biri değilsiniz.Bu duruma çok uzuldum, der.
Bunu üzerine Hasan Basri hazretleri çıkardığı üç altını öğrencisine verir ve :
- Gidip bu altınları o eve götür ve teşekkür ettiğimi söyle, der.
Öğrencisi şaşkınlık içinde:
- Efendi onlar senin için kötü şeyler söylediler ama sen onları mükafatlandırıyorsun deyince Hasan Basri hazretleri şunları söyler ;
- Hayır ben onları mükafat için vermiyorum bu altınları... onlar benim hakkımda konuşarak yaptıkları iyi amelleri, ibadetlerini bana vermiş oldular.Benim günahlarımı aldılar kendi iyi amellerini bana verdiler.Yani asıl onlar beni mükafatlandırıyorlar ama haberleri yok der.
Belki biz de farkında olmadan ya da farkında olarak başkaları hakkında gıybet ediyor, sevdiğimiz belki de hiç sevmediğimiz kişilerin günahlarını üzerimize alıyoruz.Tabi ki kendi yaptığımız iyi ameller ibadetler belki de boşa gidiyor. Dilimizi tutsak insanlar hakkında yorum yapmasak ne güzel olurdu. Biz ne yapıyoruz? Her gün başkalarının günahlarını üzerimize alıyoruz sevaplarımız onlara gidiyor ama farkında değiliz.
'Hep kadınlar gıybet eder, onlar çok konuşur.' deriz ama erkekler de şimdi kadınlardan geri kalmıyor. Herkes için geçerli yani. Bırakalım başkası için yorum yapmayı önce kendimize bakalım. Başkaları hakkımızda ne derse desin, eğer biri sizin hakkınızda konuşuyorsa bırakın günahlarınızı alsın, yaptıkları iyi amelleri size versinler. Biz susalım, sükut en büyük hazinedir. Tabi başkaları sizin yanınızda başkasının hakkında konuşuyorsa gıybet ediyorsa onu uyarın, sizi dinlemezse ordan uzaklaşın. Onun günahına ortak olmayın. Binbir güçlükle yaptığınız iyi amelleri, kıldığınız namazları, ibadetleri başkasına vermeyin, dilinizi tutun.SÜKUT ALTINDIR.
alıntı